Türkiye kurtuluş savaşı ve Kıbrıs Harekâtından sonra ilk
defa büyük ve güçlü bir savaşın içerisinde beka sorunuyla karşı karşıyadır.
Türk'e düşman kim varsa bu cephede yerini almıştır.
15 Temmuz hain darbe girişimi, hendek kalkışması, Fırat
Kalkanı Harekâtı ve son olarak Zeytin Dalı Harekâtıile ortaya çıkan fotoğrafa
bakarak bunu net bir şekilde görebiliriz.
Afrin'e yönelik başlattığımız Zeytin Dalı Harekâtını küçük
çaplı bir sınır ötesi operasyon olarak değerlendiremeyiz. Şu an bölgede terör
örgütleri üzerinden Türkiye cephe savaşı vermektedir.
Türkiye PKK/PYD ile baş başa bir mücadelenin içinde değil.
Çok uluslu şirket gibi hareket eden terör örgütü zaman zaman arkasına Rusya ve
İran'ı, zaman zaman ABD ve AB'yi alarak saldırmaktadır. Terör örgütlerinin
hamisi durumunda ABD ve AB ülkelerinin gönderdiği binlerce tır silah terör
örgütünün elinde namlusu bize dönük vaziyettedir.
Fırat kalkanı operasyonuyla birlikte yaptığımız hamlelerle
sınırlarımız dışında ciddi bir alan hakimiyeti kurduk. Afrin'e yönelik
başlattığımız Zeytin Dalı harekâtı da gösterdi ki Türkiye'nin alan hakimiyeti
kurması, sınırları boyunca yapılan kuşatmayı yarması batı bloğuna oldukça
rahatsızlık vermiştir.
Birbirinden çok farklı devletlerin uçak, asker ve müttefik
bulundurduğu bir coğrafyada varlık mücadelesi veriyoruz. Hiçbir hamle
düşünülmeden yapılmamıştır.
Suriye'de yaptığımız Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı gibi operasyonlar
üç beş teröristle yapılan mücadelenin çok ötesinde uluslararası egemen güçlere
karşı verdiğimiz bir cephe savaşıdır.
El Bab ele geçirilirken göğüs göğse çarpışmalar yaşandı.
Afrin bölgesinde köy köy cepheleri alarak ilerliyoruz. Dolayısıyla bu
operasyonları sulandıracak açıklamalara çok dikkat etmek gerekiyor.
Ya Biz Afrin'iAlacağız, Ya Afrin Bizi
PKK/PYD'nin Suriye'de devletleşmek için konuşlandığı en
önemli merkezi olan Afrin, bölgede verilen mücadelenin psikolojik ve sosyolojik
kırılma noktasıdır.
Ana muhalefet partisinin Afrin merkeze girilmesin çıkışı
talihsiz bir çıkıştır. Maksadını aşan ifadeler Türkiye'yi uluslararası
kamuoyunda haksız duruma düşüreceği gibi cephedeki Mehmetçiğin moralini de
bozacak niteliktedir. PKK/PYD terör örgütünün tam da istediği budur.
AB ve ABD bütün gücüyle Türkiye'yi bölgeden uzak tutmak
istiyor. İşte tam bu noktada siviller devreye sokuluyor. Cephe hatlarında Türk
Silahlı Kuvvetleriyle çatışan teröristlerinsivil kıyafetlerle cephede olmaları
da bu işin bir parçası.
Türkiye'yi uluslararası kamuoyunda suçlu duruma düşürmek
için çok yönlü palanmış hamleler. Şayet Türkiye Afrin'i almadan bu operasyonu
bitirirse Suriye'de PKK/PYD devleti resmen kurulacak hem Türkiye hemde bölge
ülkelerde iç savaş çıkması kaçınılmaz olacaktır.
Türkiye'deki PKK hücreleri ve siyasi sözcüleri dikkatle
izlenmelidir. Türkiye Afrin'e yaklaştıkça, operasyon başarılı oldukça,PKK'nın
Türkiye'deki yapılanmaları bugün yarın harekete geçecektir. PKK özellikle büyük
şehirlerde polislerimize karşı silahlı eylemler,suikastlar düzenleyecektir.
Türk Silahlı Kuvvetleri sınır ötesinde destan yazarak
ilerlerken Türk Milleti cephe gerisinde tek ses, tek yürek olmayı başarmak
zorundadır. Mehmetçiğin moral ve motivasyonu daima diri tutulmalıdır.
Aziz Türk Milleti!
Bugün senin için dünden farklı değil. Orta Asya'nın uçsuz
bucaksız bozkırlarından yurt tutmak için geldiğin Anadolu coğrafyası sana bir
kez daha mezar yapılmak istenmektedir.
Sen Avrupa için her zaman "öteki" (hasım) oldun.
Zaman ve şartlar değişse de bu düşünce hiçbir zaman değişmemiştir. Malazgirt'te
açtığın gedik hala kapatılamamış, yarası hala tazedir.
Aziz Türk Milleti!
Düşmanların hiç olmadığı kadar sinsi, hiç olmadığı kadar
güçlüdür. İçindeki hainlere karşı her zaman uyanık olmak zorundasın. Şunu
hiçbir zaman unutma ki sendeki şuur seni boğmak isteyen bütün şer odaklarını
yok edecek güçte ve kudrettedir.
Hiç olmadığı kadar birliğe, hiç olmadığı kadar dirliğe
ihtiyacımız olduğu şu günlerde Bilge Kağan'ın o kutlu seslenişine kulak ver
"Ey Türk, titre ve kendine dön!"
Ne Mutlu Türküm Diyene!
En içten saygılarımla,
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder