Türkiye Afrin'debaşarılı bir harekât gerçekleştirdikten
sonra hedef olarak Menbiç'i belirledi. Türkiye Kuzey Irak'a kadar olan bölgede
PKK/YPG'nin etkisini kırmak, bölgedeki terör kuşağını yok etmek konusunda
kararlı. ABD ise Afrin operasyonunda olduğu gibi çelişkili açıklamalarla
Türkiye'yi yönlendirmeye çalışıyor.
Menbic'de yaklaşık 2 bin askeri bulunan ABD'nin Dışişleri
Sözcüsü Heather Nauert, Menbic'den çekilmeyeceklerini söyleyip, "Gerekirse
kendimizi savunuruz"mesajı vererek bu savunmanın YPG ile birlikte
yapılabileceğini ima etti.
ABD Dışişleri Sözcüsü Heather Nauert'tenin "Çekilmeye
niyetimiz yok. Kendimizi sahadaki ortaklarımızla birlikte savunma hakkımız
olduğunu Türkiye'ye anlattık." İfadesi masada Türkiye'yi ikna edip
Fırat'ın doğusuna geçmesini engelleme çabasından başka bir şey değildir. ABD
şimdilik Menbiç kartını güçlü tutmaya çalışıyor.
'FIRAT'IN DOĞUSUNA YÖNELİK OPERASYON ŞART'
Türkiye'nin siyasi hedefleriyle askeri hedeflerinin
birbiriyle uyumlu hale gelmesi son derece hayati bir meseledir.
Suriye sınırlarımız boyunca Türkiye'nin belirlediği
öncelikle siyasi amaç: Suriye'de bulunan PYD/PKK teröristlerini etkisiz hale
getirmek, terör tehdidini tamamen ortadan kaldırmak. Doğu Akdeniz'e uzanacak
bir terör koridorunu engellemek. Devlet politikası olan Suriye'nin toprak bütünlüğünü
sağlamak.
Bu siyasi hedeflere ulaşmak için belirlenmesi gereken askeri
hedefler iyi belirlenmelidir. El Bab operasyonu, Afrin operasyonu başarıyla
tamamlandı.
Gelinen noktada Suriye'desınırlarımız boyunca PKK/PYD
unsurları tamamen etkisini yitirdi mi?
Bu sorunun cevabı elbette hayır. O zaman sırada Menbiç ve
tabii ki Fırat'ın doğusuna yapılacak operasyon var. Fırat'ın doğusu asıl
stratejik öneme sahip olan alandır.
El Bab, Afrin ve hatta Menbiç'teki "terör
unsurlarının" etkisiz hale getirilmesinin Türkiye'nin beka sorununu
çözmeyeceğiaşikârdır. Bugün itibariyle Afrin, El Bab kontrolümüzde. Menbiç'i
kontrol altına alsak bile Fırat'ın doğusundaki 500-600 kilometrelik alan
PYD/PKK bölücü terör örgütünün elinde kaldığı sürece Türkiye için tehdit sürüyor
demektir.
Bu durumda belirlenen siyasi hedeflerin gerçekleştirilmesi
ancak ve ancak Fırat'ın doğusundaki PKK/PYD'nin etkisiz hale getirilmesiyle
mümkün olacaktır.
'ABD'nin PAZARLIK MALZEMESİ MENBİÇ Mİ?
Türkiye Fırat'ın doğusuna yönelikoperasyon yapmasın diye ABD
Menbiç'i pazarlık malzemesi yapabilir. "Afrin'de gerçekleştirilen Zeytin
Dalı harekâtı başarıyla sonuçlandı, sırada Menbiç var. ABD Türkiye'ye 'Menbiç'e
girmeyin' diyebilir, bu konuda Türkiye üzerinde uluslararası baskı
kurabilir.
ABDFırat'ın doğusuna karşılık Menbiç'e girilmesini kabul
etme ihtimali göz ardı edilemez. Türkiye sahada kazanacağı savaşı masada
kaybetmemek için Fırat'ın doğusuna yönelik başlatacağı operasyonu iyi
hesaplamalı ve gerekli adımları biran önce atmalıdır.
ABD 'Fırat'ın doğusuna gelmeyin lakin sadece Menbiç'i alın'
diyebilir. Bu durumda Türkiye kazançlı mı çıkar? Tabii ki hayır. Türkiye bu
durumda oyunun kaybedeni olacaktır.
Fırat'ın doğusuna yönelik bir operasyon gerçekleşmediği
takdirde Afrin'den kaçan teröristler ve olası Menbiç operasyonunun sonucu
olarak oralardan kaçan teröristler Fırat'ın doğusunda toplanacak. Fırat'ın
doğusunda 60 bin PKK/PYD'literörist var. ABD Fırat'ın doğusunu elbette bu kadar
kolay teslim etmeyeceği aşikar.
Fırat'ın doğusu neden bu kadar önemli bir göz atalım. Suriye
nüfusunun yüzde 30'u ve Suriye enerji kaynaklarının yüzde 50'si bu bölgede.
Sonuç olarak Fırat'ın doğusuna yönelmeyen bir Türkiye, Suriye'den bekasını
hedef alan PYD/PKK tehdidini yok edemez.
Fırat'ın doğusunda ABD PYD/PKK'yı eğitmeye, silahlandırmaya
ve örgüte danışmanlık hizmeti vermeye devam eder. Ve örgüt orada hiç olmadığı
kadar güçlenir.
Türkiye Suriye özelinde bölgedeki gelişmeleri doğru okumak
zorundadır. Bölgede 1916 yılında gizlice uygulamaya sokulan Sykes-Picot
anlaşmasıyla çizilen sınırlar ve kurulan denge değiştirilebilir.
Suriye üzerinde Doğu (Rusya, Çin, İran, Hindistan) ve Batı
(ABD, İngiltere, Fransa, Almanya) güçleri arasında bir hâkimiyet mücadelesi
artık ayyuka çıkmış durumda. Türkiye de bu acımasız mücadelenin tam da
ortasındadır.
Türkiye jeopolitik konumu gereği bu güçler arasında taraf
olmak zorunda değildir. Türkiye beka sorununu tamamen çözmek için kendi
dengelerini ve çıkarlarını göz ardı etmeden bir politika belirlemek
zorundadır.
Doğru ve kararlı hamlelerle Türkiye'yi Ortadoğu'da çıkmaza
sokmadan bölgenin en önemli aktörü haline getirmemiz mümkündür. Sahada elde
edilen psikolojik ve operasyonal üstünlük masada da kazanılabilir.
Suriye'nin kuzeyinde olanlarla Türkiye'nin doğu ve
güneydoğusunda yaşanan PKK terör saldırıları doğrudan bağlantılıdır.
PKK terör örgütü ve onun siyasetteki temsilcileri
Türkiye'deki hendek operasyonlarını ve Suriye'nin kuzeyindeki operasyonları
uluslararası kamuoyuna sivil katliam yalanıyla sunmasının altında yatan gerçek
budur.
PYD/YPG ve onun hamiliğini üstlenen ABD Fırat'ın
batısında Türkiye'ye karşı psikolojik ve sahada operasyonel üstünlüğünü
kaybetmiştir.
Türkiye'de artacak teröre karşı Türkiye'nin de terörle
mücadele kapsamında daha sert tedbirleri alması kaçınılmaz olacaktır.
Bunu yaparken, Türkiye'nin kararlılığını göstermek
anlamında, Fırat'ın doğusuna geniş kapsamlı sınır ötesi kara harekâtıyerinde
bir karar olacaktır.
Suriye kuzeyinde Fırat'ın doğusunda batısında PKK/YPG
hedefleri hava operasyonlarıyla vurulurken kara harekâtıyla tehdit tamamen
ortadan kaldırılmalıdır.
Türk Silahlı Kuvvetleri Türk Milletinin göz bebeğidir. Türk
Milleti bütün varlığıyla Türk Silahlı Kuvvetleri ve Mehmetçiğin yanındadır.
Birlik ve bütünlüğünü sağlamış, tek yürük olmayı başarmış bir Türkiye elbette
daha güçlü olacak daha yaşanılır bir ülke olacaktır.
Bu bir beka meselesidir, siyasi hesaplaşmalardan uzak
tutulmalı, Türk siyaseti iktidarıyla muhalefetiyle tek ses olmak zorundadır.
Terörün hayatımızda hiç olmadığı günleri görmek ümidiyle..
Ne Mutlu Türküm Diyene!
En içten saygılarımla,
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder