Fransa'nın Suriye'de ne işi var? Bu soruyu son günlerde
sıkça duyar olduk. Tarihi doğru okuyamazsak bugünü anlamamız, yorumlamamız
mümkün değildir.
Suriye'de bugün vekâlet savaşları yürütülüyor. Uzun zamandır
bölgede istihbarat üzerinden faaliyet yürüten Fransa artık bölgedeki
faaliyetlerini açıktan yürütme kararı almıştır.
Türkiye'den kaçan PKK'lı teröristlerin iltica ettiği
ülkelerin başında elbette Fransa geliyor.
Tarihe şöyle bir göz atarsak Adana, Mersin Dörtyol
Fransa'nın işgal ettiği topraklarımızın başında geliyordu.
İngilizler Paris barış konferansında(26 Eylül 1919) Fransa
ile yeni bir anlaşma yaparak; Antep, Urfa ve Maraş'ı Fransızlara bıraktılar.
Fransızlar bu yörelerde Ermenileri de kullanarak işgallere başlamışlardı.
Sözde ermeni soykırımı yalanının en ateşli savunucusu
Fransa, yüz yıl önce Antep'te, Urfa'da, Maraş'ta aldığı ağır hasarı unutmamış
anlaşılan.
Mandat Français en Syrie
Fransız Suriye Mandası 1920-1946 yıllarında Fransa
egemenliğinde kalmış manda yönetimidir.
I. Dünya Savaşında İttifak güçlerinin yenilmesi sonucunda,
Osmanlı Devleti ile imzalanan Mondros Antlaşması ile bölge Fransa güçlerinin
egemenliği altına girdi. 1920 tarihinde Fransa'nın manda yönetimi oldu. Suriye
Mandası, Fransa'nın idaresine girmesiyle çeşitli etnik ve dini gruplara yönelik
devletlere bölündü. Şam Devleti, Halep Devleti, Nusayri merkezli Alavi Devleti,
Dürzi merkezli Jabal Durize, sonradan Türkiye Cumhuriyeti'ne katılan Hatay
Cumhuriyeti ve Lübnan Devleti olmak üzere 6 yapılı yönetim oluştu.
II. Dünya Savaşı senelerinde, 1941 tarihinde, Fransa, nüfuzu
altında kalmak şartıyla Suriye manda yönetimine kısmi bağımsızlık verdi.
Fransa, II. Dünya Savaşı sonrasında Suriye'den geri çekildi.
Bugün Fırat'ın Doğusunda Fransa'nın Miştanur, Sırrin,
Lafarge-Harap Işk, Ayn İsa ve Rakka olmak üzere 5 yerde askeri üssü bulunmakta.
Menbiç restleşmesiyle Fransa'nın bölgedeki varlığı kamuoyu nezdinde açığa
çıkmıştır.
ABD ORTADOĞU'DAN ÇEKİLMEYECEK
ABD Başkanı Trump'ın "Suriye'den çekileceğiz"
açıklaması ABD'nin Ortadoğu'dan çekileceği, Ortadoğu'daki planlarından
vazgeçeceği anlamına gelmiyor.
ABD bana sorarsanız İran'a karşı bir hat oluşturmaya,
Ortadoğu'ya müdahil olmaya, Rusya'yı başka parametrelerle dengelemeye
çalışacak.
ABD'nin Suriye bölgesinde Rusya'yı dengeleme hamlesi
istediği gibi sonuçlanmadı. ABD yeni bir hamle yaparak bölgedeki kartları
yeniden dağıtmak istiyor.
Geçtiğimiz gün Pentagon Menbiç'e 2 bin asker daha gönderme
kararı aldı. Bu da net bir şekilde gösteriyor ki ABD Suriye'den çekilmeyecek.
Doğu Guta'da yaşananlar ve buranın üzerinden ABD-Rusya
gerilimi iyice artmış durumdadır. Karşılıklı restleşmeler iki devleti savaşın
eşiğine getirmiş durumda.
ABD ile Rusya arasındaki bu hakimiyet mücadelesinin bedelini
maalesef mazlumlar ödüyor. İnsanlık bugün Suriye'de can çekişirken küresel
güçler hakimiyet alanlarını genişletme savaşı içerisindedir.
ABD, SAHAYA YENİ AKTÖRLER SÜRÜYOR
ABD Suriye'de boşaltacağı alanı Rusya veya Türkiye'den
ziyade Fransa'nın doldurmasından yana bir tavır izleyecek ve yeni aktörlerle
cepheyi genişletecek.
Trump Fransız Cumhurbaşkanı Macron'a "Türkiye'yle
çalışın" mesajı iletti. Bu şekilde Trump Fransa'ya hem Türkiye'nin
Suriye'deki varlığının tanıyın hem de Türkiye'yi dengeleyin demektedir.
FRANSA'NIN ROL KAPMA ÇABASI
Macron mesajı alır almaz hızla "Türkiye ile SDG (yani
PKK) arasında arabulucu olabiliriz" açıklaması yaptı.
Fransa bu şekilde Türkiye'nin terörle mücadelesine destek
olacağına Suriye'de PYD/PKK'nın yeni hamisi olarak sürece dahil olmaya
çalışıyor.
Ancak Türkiye bu duruma asla müsaade etmeyecektir. Nitekim
Türkiye bu hususta Fransa'ya net bir cevap verdi ve "Biz teröristlere isim
koymakla değil, onları yok etmekle meşgulüz" mesajı verdi.
Macron'un terör örgütlerinin çöpçatanlığına soyunması tek kelimeyle
küstahlıktır.
Macron, Elysee Sarayı'na yerleşir yerleşmez Fransa'yı
geçmişte olduğu gibi uluslararası alanda yeniden güçlü bir aktör konumuna
getirme arayışı içinde.
Macron'un Ortadoğu'da ve Fransa'nın eski nüfuz bölgesi
Suriye'de sürece güçlü bir aktör olarak dahil olma çabası da bunun
göstergesidir.
Macron PKK/PYD'nin hamiliğine soyunarak Suriye masasına
oturmaya çalıştığını söyleyebiliriz.
Elysee Sarayı'nın yaptığı açıklamaları dikkatlice incelersek
Macron'un Menbiç'te Türkiye ile askeri düzlemde karşı karşıya gelmek gibi bir
riske girmeyi şimdilik düşünmediği de ortada.
Bütün bu gelişmeler ekseninde Suriye'deki PKK/PYD/YPG terör
örgütü nedeniyle ABD ile yaşanan gerilimin Fransa ile de yaşanacağını
söyleyebiliriz.
Her ne olursa olsun Türkiye tereddüt etmeden, gecikmeden,
spekülasyonlara meyletmeden gereğini yapmalıdır.
Fırat'ın Doğusunda PKK/PYD/YPG adı her ne olursa olsun terör
tehdidini bir an evvel ortadan kaldırmalıdır. Bölge ülkeleriyle yapılacak ortak
çalışmalar ve milli menfaatler doğrultusunda Suriye'de etkin olmaya devam
etmelidir.
Fırat'ın doğusu batısı yoktur. Türkiyenin bekası, Milli
çıkarlar vardır. Türkiye'nin bekası, Ankara'nın güvenliği Afrin'den,
Menbiç,ten, Rakka'dan, Ayn El Arab'dan geçer.
Ne Mutlu Türküm Diyene!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder