6 Mayıs 2020 Çarşamba

Tek Çıkar Yol Milli Devlet

Korona virüs hayatımızı bütün yönleriyle değiştirmeye devam ediyor. Alışkanlıklarımız, önceliklerimiz bir bir değişmeye başladı. Küresel boyutta ekonomik, sosyolojik ve psikolojik etkileri tahminlerin çok ötesinde.

ABD ve AB basını salgını haberleştirirken daha ilk vakalardan itibaren Türkiye görselleri kullanarak ülkemize adeta operasyon çekmektedir. Türkiye’de 30 milyonun üzerinde vakanın olacağı bir fısıltı halinde yayılıyor. İçerden de tabibler odası ve bazı siyasi partiler vasıtasıyla bu algıyı güçlendirecek aslı astarı olmayan bilgiler, açıklamalar servis ediliyor.

Türkiye sağlık sisteminde gerek yetişmiş insan gücü gerek teknolojik altyapı gerek tıbbi araç gereç bakımından ne kadar iyi olduğunu dünyaya göstermiştir. 

Salgın sonrası yeni dünya düzeni için Türkiye bir yere mi konumlandırılmak isteniyor? 

Kontrol edilemeyen bir Türkiye bütün hesapları alt üst edebilir. İster istemez insanın aklına bu sorular gelmekte.

Dünyada bu salgın üzerine ciddi araştırmalar yapan, bulgulara ulaşan bilim adamları bir bir esrarengiz bir şekilde öl(dürül)üyor. En son İki haftadır Coronavirüs üzerinde çalışan ve “çok önemli bulgulara ulaştığı” belirlenen Çinli bilim adamı Bing Liu, evinde vurularak öldürüldü. 

Adım adım dijital köleliğe doğru sürükleniyor dünya. Yeni bir nizam oluşturuluyor. İMF’nin yardım talep eden ülkelere sunduğu yaptırımlar dudak uçuklatacak nitelikte. Yaptırımlardan sadece Çip takma zorunluluğu her şeyi açıklıyor sanırım.

Küresel tezgaha direnen devlet ve yönetimler çok yönlü kıskaç altında.

Bu savaş Ulusalcılarla küreselcilerin savaşı olacak.

Türkiye, Katar ve Venezuela bugünlerde darbe söylentileri ile çalkalanıyor. 

Üç ülkenin ortak özelliği birlikte hareket etme, ABD, AB hegomanyasına bölgelerinde eyvallah etmemeleri. Birkaç gündür Katar ve Venezuela ufak tefek sızma girişimleri ve çatışmalara sahne oldu.. 

Türkiye ve Katarda geçtiğimiz yıllarda yapılan darbe girişiminin bir benzeri aynı yıllarda Venezuella'da da gerçekleşmişti.

Bugün aynı senaryo yine gündemde. Venezüella Devlet Başkanı Nicolás Maduro 4 Mayıs’ta yaptığı açıklamada, Venezüella'nın kuzey kıyısında bir denizden yapılan başarısız girişimin kendisine suikast amaçlı olduğunu söyledi.

 Venezuela istihbarat teşkilatı bu girişimin ABD tarafından finanse edildiğini söyledi ve " Temel hedef Venezuela Cumhurbaşkanı'nı öldürmekti. " şeklinde raporladı olayı.

2018 yılında Qatar ‘da darbe girişimi oldu. Basında yer alan bazı iddialar işin ne kadar karanlık olduğunu ve bu darbe girişiminin boyutlarını görmemiz açısından önemli. Bölgede görevli Türk subayımız, Lakhouya Kuvvetleri Komutan Yardımcısı General Mohammed bin Abdulaziz bin Nasser Al-Ateya'yı Devlet Başkanlığı Sarayına zorla girmeye çalıştığı sırada alnından vurduğu yönünde körfez medyasında birçok haber yer aldı. Bu iddia dahi olsa Türk'ün darbeye karşı tavrının kodlarını barındırıyor içinde.. Geçtiğimiz günlerde Katar'da yine silah sesleri yükseldi..

Dünyada ve Türkiye’nin etki alanlarında bütün bunlar olurken Türk çocukları terörün hain pususunda şehit olmasın diye teknoloji hamleleri ve operasyonlar hız kesmeden devam ediyor.

Türkiye harp tarihine geçecek bir hamle yaptı Suriye’de. Bu askeri harekatta Milyarlarca dolarlık hava savunma sistemleri, askeri teknolojiler yerle bir oldu. Aynı anda birçok İHA, SİHA ile yaptığı askeri harekatla gökyüzünün hakimi benim dedi adeta. Bu tecrübesini darbeci Hafter’e karşı Libya semalarında da sergiledi.

Bu durum gösteriyor ki Milli Teknoloji Hamlesi'nin önüne konmak istenen engeller küresel boyutlardadır. Teknolojideki millileşmenin mimarlarına karşı son zamanlarda başlatılan itibar suikastının ardında yatan gerçek bu. Kimse taşeronluğa heveslenmesin..

Son olarak: 

Yurtiçinde toplam 492 terörist kalmış. En kısa sürede leş sezonu finalini görelim. Var olsun Türk Silahlı Kuvvetleri..

Darbeci her haini alnından vuracak bir Türk yiğidi her zaman var olacaktır.. 

Ne kadar milli olursak o kadar güçlü olacağımız aşikar

Temennimiz Türkiye’nin bu süreçten güçlenerek çıkması. 

En iyi vatansever işini en iyi yapandır.

Biz Türk milliyetçileri işini iyi yapanın siyasi kimliğine, inancına, ideolojik görüşüne bakmayız.

Ülkesine, milletine olan hizmetine bakarız Türk milliyetçiliğinin doğal refleksidir bu. Türk'e düşman olan düşmanımız dost olan dostumuzdur.. 

Ne Mutlu Türk’üm Diyene!

 

Haber Avaz


30 Nisan 2018 Pazartesi

OCAKLI KARDEŞİM


Ocaklı Kardeşim,
Davayı en yüce dağların zirvesine taşımak için uzun ve çetin bir yolda senelerdir yürüyoruz. 

Yola çıktığımız noktadan uzaklaşıp menzile yaklaştıkça, ufuk genişliyor ve rüzgar şiddetini artırıyor, düşman çoğalıyor. Geçen zaman gösterdi ki büyük bir imanla taşıdığımız dava aşağıda, ovalarda kaldı.Kenarından dolaştığımız uçurumların dibine mazinin güzelliğini atma. Şekli kaybolan şikayet ve itiraz uğultusu geliyor dört bir yandan, sakın bu ihanet şarkısının kulağa hoş gelen esintisine aldanma!

Ocaklı Kardeşim,
Büyük Türk Milletinin binlerce yıllık tarihinde bir vazife aldın ve birbirinden daha yüksek dağlara doğru yepyeni bir kızıl elma rüyası ve imanıyla çıkıyorsun.

Genç kalbine büyük bir aşk düşmüş. 
Sen Türk vatanı üstünde aşkın timsalisin.Uğruna tüm cihanı karşına aldığın davanın, yani yeryüzünün tanıdığı en büyük, en yaratıcı kuvvetin timsalisin.

Yokuşları tırmandıkça, zorlukları aştıkça, ufkun genişledikçe asırlardır unutulmuş bir alemi hayran gözlerinle tekrar buluyorsun. Bu hayran gözlerle baktığın alem şanlı Türk tarihidir.


Ocaklı Kardeşim,
Ömrünü adadığın davan kadar asil, ülkün kadar yapıcı ve yükseltici bir insansın. Aştığın yol, üstesinden geldiğin zorluklar seni ızdırap kaynaklarına doğru götürüyor. Dünyanın unutulmuş coğrafyalarında, ıssız köşelerinde acısını söylemeye tenezzül etmeyen bedbaht, fakat mağrur soydaşına şefkat ve teselliyi, iman ve şifayı sen uzatacaksın.

Ülkü Ocaklarından aldığın terbiye ve davaya adanmış ömrünle sen, yarının büyük ve güçlü Türkiye'sinde; köylerin ortasında ufak bir mektebin çatısı altında çalışan genç bir öğretmen, terk edilmiş ve ıssız kulübelere ücretsiz muayene ve ilaç götüren genç doktor olacaksın. Etrafında toplanacak Türk Milletine yeni söz söyleyecek genç hatip, tehlike günlerinde iradesinin zırhlarına bürünerek destani bir kahraman gibi boğuşan genç komutan sen olacaksın.Şiirinin, resminin, mermerinin başında yaratan genç sanatkar, sen yüksek bir idealin taşıyıcısı, çağlayan bir nehir gibi akıp giden Türklüğün neferisin.

Vazifen nedir diye soruyorlar.
Bütün rüzgarları yanık kokusu getiren harap bir memleketin üstünde, ihtiyaçlar ortasında bunalmış bir milletin karşısında vazifenin ne olduğunu sana ülkün söyledi.

Sen dirlik için, birlik için çalışıyorsun.
Talihin ve tarihin senden uzak düşürdüğü soydaşlarını hatırlamadın mı? Doğu Türkistan, Kerkük, Karabağ, Türkmendağı senden yardım bekler, Batı Trakya Türklüğü senden selam bekler.

Yaylalardan ovalara, ovalardan yaylalara göçenyörük Anadolu çocukları tuğu kaldırmanı bekler. Türk dünyası adriyatiktençin seddine batının ihtilafları içinde paramparça olmuştur.
Ülkenin dört bir yanında milli birliğine düşman birileri, hakimiyetinin gösteren bayrağının gölgesinde sana karşı mücadele ediyor.

Vatanının güneyinde uğursuz bir cereyan senelerdir milli ruhunu aşındırarak içeri almak için kendine taraf taraf köprü başları aramakla meşguldür. 

Sen uyanıklık için çalışıyorsun.

Ocaklı Kardeşim,
Sen Türkün gören gözü, duyan kulağı, uyanık vicdanısın. Evvelkilerden başka seni boğmak isteyen milletler uzun yollardan gelerek müdafa mesafelerini açtılar. Anayurdunun hudutlarına gelip yerleştiler. Ufacık ada kırıklarına yapışarak sahillerine sokuldular.

Aziz başın yastığının üzerinde derin uyumasın.
Sen Türk Milletine yol açacaksın.
Memleketin hangi köşesinde isen Ocağınla birlikte o yeri ihya edeceksin.

Ocağının mihrabına parti düşmanlığı ile gelenler bu düşmanlıkları unuttular mı sanırsın?

Türk Milletinin varlığına kast edenlerin açtıkları mevziler, Ocağının küçük varlığı, senin dirayetli duruşun karşısında yok olup gitmek mecburiyetindedir.

Ne güzel gaza, ne güzel bir zafer.
Daha yolun uzundur, daha çok tepe aşacaksın.
Olduğun yeri güzelleştir, düzeni tesis et, yalnızca hakkı tanı ve tanıt.

Aceleci olma, insanoğlu acelecidir ama binlerce yıllık Türk tarihinin acelesi yok. Gün içinde değil zaman içinde düşün. Kalbinden bir an tarih şuuru kaybolmasın.

İhtirasa ve kıskançlığa karşı mücadele et.
Türk tarihinin, Türk ruhunun en korkunç yarası bu kıskançlıktır.

Ocaklı Kardeşim,
Kalbinde ve dimağında iyi ve güzel ne varsa davanın emrettiği Allah yolunda, Türk Milleti için kullan. Uzun seneler zarfında memleketin her köşesinde söylenmiş nutuklardan ders al.Bilge Kağandan Atatürk'e bu seslenişe kulak ver.

Ümidim odur ki; sen bunların daha güzelini söyleyecek ve Türk Milletini mağrur edeceksin.

Ocaklı Kardeşim.
"Yol daha uzundur, çetindir. Yapılacak şey yapılandan daha büyüktür fakat tarihinin engin ufuklarından gelen ve senin genç ciğerlerini şişiren rüzgar, Ocağının mukaddes ateşini durmadan parlatacaktır. Çünküufak ateşleri söndüren rüzgar büyük ateşleri harlar."

Şairin dediği gibi;
Yarın, elbet bizim, elbet bizimdir! 
Gün doğmuş, gün batmış, ebed bizimdir!

Ne Mutlu Türküm Diyene!
En içten saygılarımla,